Ruhban Okulu




 


 

Milliyetçi Hareket Partisi Ístanbul İli Hanım Komitesi Başkanı A v. Hülya Karadeniz, düzenlediği basın toplantısında, patrikhane ve ruhban okulunun Türkiye'deki faaliyetlerini dile getirerek; mevcut yasalara göre her okulun açılmasının mümkün olmadığını söylemiştir. Biz Sayın Av. Hülya Karadeniz'in basın toplantısında okuduğu metni tam olarak yayınlıyoruz.

Değerli basın mensupları, Tarih boyunca Türklüğün ve Türk'ün düşmanı olan ve aleyhinde faaliyet göstermekle tanınan Fener Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu'ndan yetişen papazlar, bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığına ve bütünlüğüne yeni darbeler indirme hazırlığındadırlar.

Heybeliada Ruhban Okulu, Heybeliada'nın Ümit Tepesi üzerinde 16.936 metrekarelik bir alana kurulmuştur. İçinde Aya Triada Manastırı bulunmaktadır.

İlk defa 1772 yılında Manastıra bir okul yapılmıştır.1821 yılında Manastır ve okul yanmıştır. 1844 yılında yeniden inşa edilerek papaz okulu ile açılmıştır. 1894 yılında İstanbul'daki depremde okul yıkılmıştır.

Bugünkü bina 1896 yılında inşa edilmiştir.1951 yılına kadar okul Heybeliada Ruhban Okulu adı altında orta derecede meslek okulu olarak devletimizce tanınmıştır. 1948 yılında Lozan Antlaşması ve Türk yasaları çiğnenerek, Amerikan vatandaşı Athenagoras Türk vatandaşlığına geçirilerek patrik yapılmıştır.
Patrik'de durumdan istifade ederek Türk Hükümetinden bir takım imtiyazlar elde etmiştir. Bu imtiyazlardan biri de Heybeliada Ruhban Okulu'nun Teoloji (ilahiyat) fakültesine dönüştürülmesi ve dışarıdan okula yabancı öğrenci ve öğretmen getirilmesidir.

1952 yılında okulda 20 öğretmen (içlerinde Yunanlıda vardır 12 memur ve 70 öğrenci bulunmaktaydı. Bu öğrencilerin sadece 10'u Türk vatandaşıdır, geri kalanı Yunanlı, Giritli, Onikiadalı, Kıbrıslı, İskenderiyeli, Suriyeli, Afrikalı ve Habeş'tir.

Üstelik okul diğer vakıflar gibi cemaate değil, fakat doğrudan doğruya Patrikhaneye bağlıdır. (Bu Lozan Antlaşması'na aykırıdır). Halbuki Athenogoras patrik olduğunda, 1948 yılında bu okulda 11 öğretmen ve 16 öğrenci bulunmaktaydı ve hepsi de Türk vatandaşıydı.
17 Ocak 1971 tarihli özel yüksek okullar ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı Heybeliada Ruhban Okulu'nun Teoloji bölümünün kapanmasını zorunlu kılmıştır. 1971-1972 öğretim yılından itibaren Heybeliada Rum Erkek Lisesi olarak faaliyet gösmektedir.

1984 yılında Patrikhane okulun kapatılması için Bakanlığa müracaat etmiştir, fakat istek kabul edilmemiştir.1984-1985 yıllarından itibaren okula devam eden öğrenci kalmadığından eğitim durmuştur. Fakat okul kapanmamıştır, hukuken açıktır. Okul müdür yardımcısı 1971 yılından beri Bakanlık tarafından atanmaktadır ve görevini sürdürmektedir.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı gereğince dini özel yüksek okullar açılamaz, dini yüksek okullar ancak devlet tarafından açılabilir. Bunun için de devlet yetkilileri zamanında Patrikhaneye üniversitelerin birinde bir bölüm açmaları için teklifte bu1unmuşlardı, fakat onlar kabul etmediler.
Çünkü niyetleri başkadır. Onlar okulu özerk bir statüde (patrikhaneye bağlı "Uluslararası Patrikhane Özel Yüksek Okulu" olarak) istemektedirler. Yani Türkiye Cumhuriyeti karışmasın istiyorlar. Faaliyet gösterdikleri yıllarda da statüleri tamamıyla yasalara aykırıdır.

VATANDAŞLARA VERİLMEYEN HAK AZINLIĞA VERİLMEZ

Bu istekleri yasalara ve Anayasa'ya aykırı olduğu için Lozan Antlaşması'na da aykırıdır. Bu yüzden bu okul açılamaz. Ayrıca ikinci bir neden de, bu okuldan yetişenlerin Osmanlı'da ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ndeki ihanetleri ortadadır.

Bu okulda yetişen öğrencilere Türk Düşmanlığı aşılanmaktadır.1814'te kurulan Etnik-i Eterya'nın merkezi Patrikhanedir. Bu okuldan yetişenler sadece ve sadece Helenizm'e ve Rumluğa hizmet ederler. Zaten Patrikhaneye bağlı metropolikler "Grek Ortodoks" adıyla anılırlar. Bu ırka yönelik faaliyetlerin apaçık görüntüsüdür. Bu sebeplerden ötürü, bazılarının söylediği "eğer Türkiye bu okulu açtırırsa bu okuldan mezun olanlar Türkiye Cumhuriyeti propagandası yaparak lehimizde uluslararası kamuoyu oluştururlar" gibi ifadeler safsatadır, doğru değildir, bunlar ucuz politikalardır.

Bu okuldan yetişenler arasından Türk kamuoyunun da yakından tanıdığı birkaç ismi saymakta fayda vardır.

-Yakovas ve Emilyanos (İkisi de Türkiye Cumhuriyeti aleyhine faaliyetten sınırdışı edilmişlerdir.)
-Meliton Sotiri Haci (İznroz ve Bozcaada Metropoliti iken bu adaların Yunan adaları olduğunu söyleyebilmiştir. )
-Athenagoras (1948'de Patrik olarak ABD'den getirildi. Lozan Antlaşması bu konuda çiğnenmiştir. )
Bunların hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değillerdi, hepsi sonradan T.C. vatandaşı olmuşlardır. Athenagoras hariç diğerleri Yunanlı olarak papazlık yapmışlardır. Halbuki T.C. vatandaşı olmayan Türkiye'de papazlık yapamaz.
-Makarios (Kıbrıs'taki katliamların sorumlusu)
-Spiridon (Yakovas'ın yerine Kuzey Amerika Ortodoks Kilisesi Metropoliti olmuştur. Patrikhane bombalandıktan sonra Clinton'dan Patrikhanenin ABD tarafından korunmasını istemiştir.)
-Bartholomeos (Şimdiki patrik. Hepsinden daha cüretkar hiçbir yasa, kanun tanımamakta, Lozan'a aykırı davranışlarını alışkanlık haline getirmiştir.)

Bartholomeos Patrik olduğu 1991 yılından bugüne kadar geçen sürede başına buyruk hareketleri ile, devlet içinde devlet konumuna gelmiştir. Yabancı devlet adamlarını kabul etmekte, yurtdışına gidip orada siyasetçilerle görüşmekte, siyasi mekanlarda konuşmalar yapmakta, kendisini ekümenik patrik olarak görmekte, tertiplediği toplantılara uluslararası hüviyet kazandırarak isteklerini Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yabancıların baskısı ile kabul ettirme peşindedir. Bu isteklerinden biri de Heybeliada Ruhban Okulu'nun tekrar açılmasıdır. Bunun için de arka arkaya birçok yabancı devlet adamlarını bu toplantılara davet ederek konuyu uluslararası gündeme taşımıştır. Ayrıca ABD'ne yaptığı gezide Başkan Clinton'dan bu konu ile ilgili Türkiye'ye baskı yapmasını istemiştir.

Peki bu ısrarın altında yatan nedir? Sadece papaz ihtiyacımı? Öyle olsa bugün ABD'nin Connecticut şehrinde Grek Ortodoks İlahiyat Okulu vardır, ayrıca Yunanistan da da vardır, oralarda papaz yetiştirilebilir. İlla Heybeliada ısrarı neden?

Amaç Fener Rum Patrikhanesi'nin konumunu güçlendirmek ve ona Vatikan gibi uluslararası bir statü kazandırmaktır. Sadece din adamı yetiştirecek yüksek okul istiyor olsalar bakanlığa müracaat edip bir fakülte talep edebilirlerdi.

Bu mesele çok hassas bir konudur, çünkü Patrikhane olması gerekti gibi dini değil, tamamen siyasi bir kurumdur. Ve bugüne kadar Patrikhane Türkiye lehine bir faaliyet yapmamıştır. Bu Ruhban Okulu'ndan yetişen hiç kimse de Türklük lehine çalışmamıştır. Özellikle son zamanlarda Batı Trakya ile gündeme getirilip "Heybeliada Ruhban okuluna karşılık bizde Batı Trakya'daki durumun düzeltilmesini isteyelim" demek çok yanlıştır. Batı Trakya Türkleri ile İstanbul'daki Rumlar Lozan Antlaşması gereği mütekabiliyet esaslarına göre yaşamlarını sürdürmektedirler. Şayet Batı Trakya Türk'üne Türkçe okutulmuyorsa sizde buradaki Rum'a Rumca okutamazsınız; Batı Trakyalı müftüsünü seçemiyorsa, sizde patriği seçtirmezsiniz, seçilen müftü hapse atılıyorsa, sizde seçilen patriği hapse atarsınız.

Netice itibariyle:
Bugün mevcut yasalara göre bu okul açılamaz. Açıldığı takdirde arkadan Ermenilerin, Sürvanilerin ve kökten dinci İslamcıların da isteklerine evet demeye hazırlanın. Cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürerek olan bu tür uygulamalara geçit vermeyeceğiz. Türk kadınını bu ve benzeri milli konularda bugün olduğundan daha duyarlı hale getirip Türk kamuoyunun milli hassasiyetini pekiştireceğiz. Türk Milliyetçileri bu oyunları bozacak niyet ve kabiliyetin sahibidir.

Ölmeden önce ölünüz ne demektir?
Herkesi sevecek miyiz? Kim sevilir, kim sevilmez?
Fıkıh ne demektir? Neden her Müslümanın fıkıh öğrenmesi gerekir?
İnsan niye yaratıldı?
Bilip de yapmayan kendisini kurtarabilir mi, başkalarına faydalı olabilir mi?
Din kitaplarında kötülenen dünya nedir?
İbadetlerimizde gevşeklikten nasıl kurtulabiliriz?
 
Bugün 3 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol